ÖMÜR KARAMOLLAOĞLU VE BAZI YANLIŞLAR

Engin Erkiner


Sadece Ömür ile ilgili olarak değil, örgüt tarihiyle ilgili yapılmış bazı saptamaları hayretle karşılardım. Mesela “Hasan Basri Temizalp’in genel komite üyesi olması” gibi, mesela “Yüksel Eriş’in Karadeniz bölgesinde kır gerillasını örgütlenmesinde görevlendirilmesi” gibi, mesela aynı konuda Ömür’ün de görevlendirilmesi gibi…

 

Bunların tamamı gerçek dışıdır. 

 

Bunları değişik anma günlerinde yazan arkadaşların bu bilgileri birisinden öğrenmiş olması gerektiğini, kendi kafalarından üretemeyeceklerini düşündüm. Doğrusu da buydu: bu bilgileri Rıza Salman’dan öğrenmişlerdi ve doğru olduğunu düşünüyorlardı. 

 

Yıllar önce HDÖ’nün 15 Yılı adlı broşürde –muhtemelen- bunlar da vardı. Muhtemelen diyorum çünkü baştan birkaç sayfa okuyunca uydurmalarla dolu olduğunu görüp bırakmıştım. Kişi, örgüt tarihinde ilgisi bulunmayan yerlerde kendisini varmış gibi gösteriyordu.

 

Yukardaki iki iddiadan Yüksel Eriş ile ilgili olanını açıklamıştım (Bkz. www.yukseleris.blogspot.com ). Devrimci Savaş ayrılığından sonra üç kişi olan Genel Komitede (Yüksel, Rıza, ben) Yüksel’in Karadeniz’de kır gerillası örgütlenmesiyle ilgili görevlendirildiğini hatırlamıyorum. Belki de ayrı bir komite daha vardı, kim bilir!

 

Belki de şöyle olmuştur:

 

Yüksel de Rıza gibi halk savaşı hazırlıklarına hemen başlanması gerektiği görüşündeydi. Ben bu görüşe uzaktım, erken buluyordum. Örgütün finansman ihtiyacını sağlayan tek yer İstanbul’du ve son eylemde elimizdeki paranın önemli bölümünü onlara vermedim. Başka ihtiyaçlarımız vardı, bunları karşılamak zorundaydık. Silaha yatırım yapmak zorundaydık. Yoldaşlarımız iyi olmayan silahlarla eylemlere giriyorlardı ve bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerekiyordu. Yeni ev tutulması gerekiyordu ve elimizdeki miktar da her şeye yetecek kadar yüksek değildi.

 

Parayı onlara verseydim ne yapacaklardı, bilmiyorum. Muhtemelen silah alıp Karadeniz’de ileride kullanılmak üzere toprağa gömeceklerdi. Başka yerde ise acilen ihtiyaç vardı. Eylemden haberdar ettim (genel komiteye bilgi verilmesi gerekirdi) ve vermedim. 

 

1976 yılı Kasım ayında Maraş’ta Hamdullah Erbil’in bildiği bir yaylada yapılan askeri eğitimin patlayıcıları ve cephanesi bile İstanbul’un sağladığı olanaklarla bulunmuştu. 

 

Bir başka uydurmaya geçelim…

 

Hasan Basri Temizalp hiçbir zaman genel komite üyesi olmadı. Dahası, Rıza Salman ne Hasan Basri’yi ne de İlker’i tanımaz. Hasan Basri’yi Yüksel de tanımazdı. Bu durumda “Hasan Basri Temizalp da İlker gibi genel komite üyesiydi” bilgisini ancak ben vermiş olabilirim ki, gerçek dışı böyle bir bilgi vermedim. 

 

Rıza öyle uygun bulmuş ve Hasan Basri’yi genel komiteye “atamış”.

 

Geniş bir alana yayılan örgütlenmede kadro sıkıntısı içinde bulunduğumuz biliniyor. Bu durumda aynı bölgeden iki sorumlunun bulunması zaten mümkün değildir. O bölge adına genel komitede yer alan İlker’di. Hasan Basri de önemli görevler üstlenmişti ama genel komite üyesi değildi.

 

Ömür’ün Karadeniz bölgesine –hem de kır gerillası örgütlemek için- gitmesi hayal ürünüdür. Hem zaten Yüksel’in bu işle ilgili “görevlendirildiği” iddia ediliyorsa, ek olarak neden Ömür de gitsin?


“Yüksel öldükten sonra gitmiş olamaz mı?” derseniz, yine mümkün değildir çünkü Yüksel’in ölümüyle Rıza’nın yakalanması yaklaşık zamandaştır. 

 

Ömür’ün genel komite üyesi olması da hayal mahsulüdür. 

 

Şubat 1977’de genel komite yoktu ya da sadece ben kalmıştım: Yüksel ölmüş, Rıza yakalanmıştı. Ömür önemli işler yapan bir yoldaştı. “Şubat harekatı” diye adlandırılan Topraklık Ülkü Ocakları baskınını birlikte planladık, katılacak yoldaşları ve silahları bulduk. Ne Ömür ne de ben fiili olarak eyleme girmedik. 

 

Ömür 24 Mart 1977’de maalesef tümüyle kendi hatası nedeniyle hayatını kaybetmeseydi, yeniden oluşturulacak genel komitede kesin olarak yer alacaktı. Yüklendiği sorumluluk bir genel komite üyesinin düzeyine uygundu ama hayatını kaybettiğinde böyle bir komite yoktu. 1977 başında üç kişi olan komiteden birisi hayatını kaybetmiş, birisi hapse girmişti (firara teşebbüs etmiş ama başaramamıştı). Tek kişilik komite de olmayacağına göre…

 

Durum budur. Arkadaşlarımızın bilgilerini düzeltmelerinde yarar vardır. 

 

Örgüt tarihini yeniden yazılması, belirli aşamalar ve olaylarda bulunmayan kişilerin kendilerini buraya sokuşturmaları boşuna bir çabadır. 

 

İnsanlar yaptıklarıyla övünmelidir. Bunlar yetmiyorsa ekler uydurulması sonuç vermez. 

 

 

 

 

 

https://omurkaramollaoglu.blogspot.com